Kadına karşı şiddet, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir problem. Kadınlar en çok aile bireyleri veya yakın çevresindeki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalıyor. Ataerkil Söylemler Şiddeti Meşrulaştırıyor. Peki Kadınlar Şiddetle Karşılaştığında Ne Yapmalı? Dr. Mert Sinan Bingöl, bu durumu besleyen nedenleri şöyle sıralıyor:
Toplumda sıkça kullanılan, “Kızını dövmeyen dizini döver”, “Evinde otursaydı” gibi ifadelerin ataerkil bir zihniyetin yansıması olduğunu vurgulayan Dr. Bingöl, bu tür söylemlerin erkek şiddetini adeta normalleştirdiğini belirtti.
Otoriter erkek dilinin, tarih boyunca aidiyet kavramlarıyla şekillendiğini ifade eden Dr. Bingöl, “Benim toprağım, benim evim, benim eşim…” gibi ifadelerin erkeği hakimiyet kurmaya yönlendirdiğini belirtti. Kıskançlık, namus, töre gibi kavramların ise şiddeti beslediğini ve erkeğin, kadını bir mülk gibi görmesine yol açtığını açıkladı.
Şiddete maruz kalan kadınların öncelikli olarak güvensizlik, çaresizlik ve depresyon gibi duygusal sorunlar yaşadığına dikkat çeken Dr. Bingöl, kadınların şiddete karşı harekete geçmesi gerektiğini vurguladı:
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde bireysel çabaların yanı sıra, toplumsal ve kurumsal adımların da atılması gerekiyor. Dr. Bingöl, çözüm için şu önerilerde bulundu:
Kadına şiddetin yalnızca hukuki düzenlemelerle çözülemeyeceğinin altını çizen Dr. Bingöl, “Toplumun bir kesiminde, kadını değersizleştiren ve erkeğin kontrolüne tabi kılan anlayış hala hakim. Bu anlayış değişmediği sürece kadınlar, erkeklerin biçtiği rolleri oynamaya ve ölmeye devam edecek” dedi.
Kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için, toplumun yeni bir söylem geliştirmesi ve kadınlara hak ettikleri değeri veren bir anlayışla hareket etmesi gerekiyor.
Kaynak: Bihaber.TR
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.