Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği işçi katliamının üzerinden yedi yıl geçti. Ülke tarihinin bu en büyük işçi cinayetinin gerçek failleri ve sorumluları henüz hesap vermiş değil…

Yıllardır süren ve bir çadır gösterisine döndürülen Soma Davası, asıl sorumluları gizleyen ve patronları aklayan bir mekanizma olarak işliyor.

Oysa bu cinayette failler ve sorumlular bellidir. Daha fazla kâr elde etmek için üretimi zorlayan patron ve tüm icraatları sömürünün derinleştirilmesini hedefleyen dönemin AKP hükümeti, bu katliamı hazırladı. Öncesi ve sonrasıyla kapitalizmin kısa özeti niteliği taşıyan Soma faciası, farklı biçimlerde madenlerde, tersanelerde, şantiyelerde, fabrikalar ve işyerlerinde gerçekleşmeye devam ediyor. Emekçiler her gün büyük risklerle çalışmaya zorlanıyor.

O dönem ilgili ocağı “güvenli maden” ilan eden sistem ve bu tür olayların madenciliğin fıtratında olduğunu söyleyen gericilik, patronların çıkarları için emekçileri ölüme yollamaktan bugün de çekinmiyor.

Sermaye düzeninin bu emek düşmanı özelliği, salgın sırasında defalarca açık hale geldi ve işçilerin hayatı hiçe sayıldı. Salgında patronlar korundu, işçiler yoksulluk, işsizlik ve hastalık cenderesine sokuldu.

Bu düzenle hesaplaşmadan 301 canı yitirdiğimiz Soma katliamının gerçek failleri ile hesaplaşılamaz.

Soma’nın acısını ve madencilerin yakınlarının yedi yıl önceki feryatlarını içinde hissetmeye devam eden halkımızı, timsah gözyaşı dökenlerin düzeniyle yollarını ayırmaya davet ediyoruz.

İşçilerin güvenli şekilde ve gelecek kaygısı taşımadan çalışabileceği bir düzen için mücadele etmeye çağırıyoruz.